Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
SIKINTIDAN KURTARMAK Sultan Abdülaziz Han. kendisinden umduğu başarıyı gösteremeyen sadrazam Ahmed Esad Paşa'yı görevden almaya karar vermişti. Mabeyn Başkatibi Atif Bey'i mühr-i hümáyúnun alınması için görevlendirdi. Atıf Bey, paşanın evine zaman zaman gidip gelenlerden olduğu için, padişah iradesinin uygulanması hususunda zor durumda kalmıştı. Ancak, ne olursa olsun padişahın emrini yerine getirmek lazımdı. Akşam yemeğinden sonra kalkıp, sadrazamın Beşiktaş/Ihlamur'daki konağına gitti. Esad Paşa, Atıf Bey'in her zamanki gibi ziyaretine geldiğini düşünerek hal hatır sordu. Muhabbete koyuldular. Sadrazam, ahvalin zorluğundan sözü, bu vazifeyi yaparken çok sıkıntı çektiğine getirdi. Mühr-i hümâyûnu ne şekilde geri isteyeceğini düşünüp duran Atıf Bey, sadrazamın bu sözünü fırsat bildi: "İşte, şevketli efendimiz de zatınızı bu zorluktan kurtarmak için, sizden mühr-i hümâyûnun alınmasına bendenizi memur kıldı." dedi. Esad Paşa biraz bozuldu ama mührü çıkarıp teslim etti.
"...Elimde silahlandırdığım askerler bana karşı ayaklandı!" şehit Sultan Abdülaziz Han
Sayfa 47 - EşikKitabı okudu
Reklam
Seraskerlik Dairesi
1826 yılında Eski Saray’ın yerine, Mimar Abdülhalim Efendi tarafından Seraskerlik makamı olarak ahşap bir bina yapılmıştı. Bâb-ı Seraskerî Meydanı’nın merkezinde bulunan bu yapı, yıkılıp yerine 1864-66 yılları arasında Sultan Abdülaziz Han döneminde kâgir bir Seraskerlik Dairesi yapıldı. Seraskerlik Teşkilatı, 1879 yılında Harbiye Nezareti’ne dönüştürülünce, bina da Harbiye Nezareti olarak hizmet vermeye başladı. Dikdörtgen planlı ve üç katlı olan yapının, dört yönden de birer girişi olup ana girişi güney cephededir. Bütün cephelerde eşit aralıklarla sıralanmış dikdörtgen pencereler vardır.
Necid şehri artık bir entrikalar merkezi olmuştu. İngilizlerin namlı ajanları ellerinde Deterdin'in altınları, aşiretler ve şeyhler arasında mekik dokuyorlar, onları Osmanlı İmparatorluğuna karşı isyana teşvik ediyorlardı. Lâkin Sultan Abdülhamid Han ağır basıyordu. Abdülâziz Bin Suud Osmanlı Ordusundan yediği darbe ile perişan olmuş ve boyun eğmişti. Diğer şeyhler ve aşiret reislerinin ise büyük bir kısmı Türkler tarafında idi.
Sayfa 106 - Turan Neşriyat Yurdu, İstanbul, 1969Kitabı okudu
Sultan Abdülaziz Han'ın ,bilek damarlarını saray pehlivanlarına kestirerek namussuzca bir darbe yapanlar Hristaki isimli bir Yahudi sarrafından başka kimi sevindirdiler .
Sultan Abdülaziz Han erkân-ı erbaa (dört kişi) diye adlandırılan Mithat Paşa, Hüseyin Avni, Mütercim Mehmet Rüştü Paşa ile Şeyhülislâm Hasan Hayrullah Efendi'nin ve önceden elde ettikleri altmış kadar yandaşlarının tertip ettiği bir darbe neticesi 30 Mayıs 1876 günü tahttan indirilmiş ve dört gün sonra da şehid edilmiştir.
Reklam
"Bir yere hâkimlik değil de hâdimlik yani hizmetçilik yapan hiç oraya hâkimiyet sembolü olan bayrağını asar mı?Elbette asmaz.Osmanlılar da öyle yapmış ve Yavuz Sultan Selim'den Sultan Abdülaziz'e kadar Mekke ve Medine'de kale burçlarına hiçbir zaman herhangi bir bayrak ya da sancak asmamışlardır.Çünkü buralar peygamber memleketidir.Ancak Sultan Abdülaziz Han'ın saltanat yıllarında yabancı güçlerin Osmanlı toprakları üzerindeki faaliyetleri artınca siyasi sebeplerle bir Osmanlı bayrağı dalgalandırılmaya başlanmıştır."
Saklanan Tarihimiz...
Sultan Abdülaziz Han, devletini ve milletini daha kuvvetli bir hale getirmek için çok çalışıyordu. Fakat iç ve dış düşmanları onu tahttan indirmek için bir plan yaptılar. İlk önce onu tahttan indirdi- ler. Sonra onu Dolmabahçe Sarayı'nda bir suikastle şehîd ettiler. Sonra bu öldürme işine intihar süsü verdiler. Kitaplara da "intihar etti" diye yazdırdılar. Fakat yapılan bütün araştırmalar neticesinde Sultan Abdülazîz Han'ın öldürüldüğü ortaya çıktı (30 Mayıs 1876) Sultan Abdülaziz Han Divanyolu-Çemberlitaş'ta İkinci Mahmûd Han'ın Türbesi'ne defnedildi.
Sayfa 12
Şeyh Şamil, askeri dehasını kullanarak Rus kuvvetlerini eritmeye devam etmektedir. Fakat, Kırım Savaşı'nın sona ermesiyle, serbest kalan bütün ordusunu Kafkasya'ya yığan Çar Aleksandr, babası Nikola'nın yayılmacı siyasetini takip eder. Osmanlı Devletinden ve İran'dan Kafkasya'ya gelen bütün ikmal ve silah yollarını keser.
Afrika halklarının,
Evrim tarafından yok edilmesi, emparyalist Ülkelerce sömürülmesi meşru sayılıyordu.
Sayfa 8
266 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.